Haberler
KMÜ’de Talasemi Paneli
KMÜ Sağlık Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu ile Mevlana Talasemi Hastaları ve Aileleri Yardımlaşma Derneğinin ortaklaşa düzenlediği konferansa Vali Yardımcısı Erkan Karahan, KMÜ Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ali Şahin, talasemi hastaları ve aileleri ile üniversite personeli ve öğrenciler katıldı.
“Talasemi son bulsun, talasemililer hayat bulsun”
Konferansta Mevlana Talasemi Hastaları ve Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Dolu hastalık hakkında bilgiler vererek dernek faaliyetlerini anlattı.
Mustafa Dolu, “Konferanslar vererek, afişler dağıtarak talasemi hakkında halkı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Hastalar ve aileleri için piknik, sinema, gezi gibi moral etkinlikleri, hastalarımızın hayata atılması kolaylaşsın diye bilgisayar kursları düzenliyoruz. Talasemi hastaları ve ailelerini dinleyerek onların durumlarını, yaşadıklarını kavramaya çalışıyoruz. Talasemi, hasta için de ailesi için de çok zor ve masraflı bir hastalık. Talasemi son bulsun, talasemililer hayat bulsun temennilerimle.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de 1 milyon 400 bin talasemi taşıyıcısı var”
Etkinlikte sunum yapan Dr. Canan Tekin hastalık hakkında “Talasemi yani Akdeniz anemisi, Akdeniz şeridinde bulunan ülkelerde sık görülen bir rahatsızlık. Talaseminin en önemli yanı hayat kalitemizi çok kötü etkiliyor, ağır sonuçlara neden oluyor. Tedavisi oldukça zor ve çok maliyetli. Bir talasemi hastası tedavi için yılda 25 bin lira civarında harcıyor. Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklamaya göre 266 milyon talasemi taşıyıcısı var. Türkiye’de yapılan incelemelere göre de ülkemizde 1 milyon 400 bin taşıyıcı var. Ancak bunlar sadece test yaptıran, yani tespit edilebilenlerin sayısı. Tarama yapılmayan da çok fazla kişi var. Taşıyıcılar arası evlilikle de bu sayı her geçen gün artıyor.” dedi.
Karaman’da Güzel Uygulama
Türkiye’de hastalık için tehlikeli olarak görülen 33 bölge bulunduğunu ve bunlar içinde Karaman’ın da yer aldığını söyleyen Dr. Canan Tekin “Karaman tehlikeli bölgeler içinde. Ancak Karaman’da, her şehirde zorunlu olmayan güzel bir uygulama var. Evlenecek çiftler için talasemi testi yaptırmaları mecburi. Çoğu şehirde bu test zorunlu tutulmuyor. Taşıyıcı bireyler evlendikten sonra doğan çocuklarda ciddi sıkıntılar gördükleri zaman ancak anlıyorlar taşıyıcı olduklarını.” diye konuştu.
“Talasemi taşıyıcılığı bir hastalık değil”
“DNA ile taşınan, genetik karakterli, sadece dikey geçişle nesilden nesile taşınabilen bu hastalık bulaşıcı değil. Talasemi, anne babadan kalıtsal olarak geçen önlenebilir bir hastalık.” diyen Dr. Canan Tekin, talasemi minör’ün ‘taşıyıcılığı kolay bilinmeyen’, talasemi majör’ün ise hemen kendini fark ettiren talasemi olduğunu söyledi.
Dr. Canan Tekin hastalıkta görülen sıkıntılar hakkında “Talasemi majör hastalığı ile doğan bebekte 3-4 aylıkken kansızlık meydana gelmeye başlıyor. Kan hücreleri yeterli oksijen taşıyamıyor. Bu hastalara kan nakli yapmazsak kemik iliği sürekli çalışıyor, kemiğin yapısı bozuluyor. Kan nakli yapılmazsa sonuç talasemi majör hastalarının birincil ölüm şekli olan kalp yetmezliğine kadar gidiyor. Kemik yapısı değişirken, kafa ve yüz şekli de değişiyor. Boy kısa kalıyor, ergenlik dönemine giremiyor hasta. Dalak ve karaciğer büyüyor, iskelet sistemi değişiyor.” şeklinde konuştu.
Dr. Canan Tekin hastalığın tedavisi ile ilgili “Hasta ömür boyu kan desteğine ihtiyaç duyuyor. Sürekli kan verilen hastada demir depolanıyor, atılamıyor. Bu da başka sıkıntılar meydana getiriyor. Demiri vücuttan dışarı atabilmek amacıyla ilaç tedavisi uyguluyoruz. Artık biraz da olsa bu hastalığın tedavisini yapabiliyoruz.” diye konuştu.
“Tüm kansızlıklar talasemi değildir”
Tüm kansızlıkların talasemi olmadığını belirten Dr. Canan Tekin “Kansızlığınız talasemi değil, demir eksikliği anemisi olabilir.” şeklinde açıklamada bulundu.
Talasemi taşıyıcılığının bir hastalık olmadığını tekrarlayan Dr. Canan Tekin “İnsanlar sadece taşıyıcı olduklarını bilsinler yeter. Evlenirken dikkatli olsunlar, genetik danışmanlık alsınlar. Akraba evliliklerinde özellikle iki taşıyıcının evlenmesi olası sıkıntıyı artırıyor.” dedi ve katılımcıları bilinçlenmeleri konusunda uyardı.
Hasta annesi: “Hamileyken öğrenseydim de bebeğimi aldırmazdım”
Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ali Şahin’in “Hasta çocuk dünyaya getiren anneler hamileyken fark etmişler mi? Fark etselerdi acaba ne yaparlardı?” sorusu üzerine konuşan hasta annesi “Benim dört çocuğumda hastalık yok, ama beşincisi hasta doğdu. Taşıyıcı olduğumuzu bilemedik. Hamileliğimde sürekli özel doktora gitmeme rağmen anlaşılmadı. Çok sıkıntılar çektik. Ancak hamileyken öğrenseydim de bebeğimi aldırmazdım.” şeklinde cevap verdi.
Konferans sonunda Mevlana Talasemi Hastaları ve Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Dolu etkinliği düzenleyen topluluğun danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Aydın’a ve sunum yapan Dr. Canan Tekin’e katılımlarından dolayı hediye verdi. Prof. Dr. Ali Şahin de sunumu nedeniyle Dr. Canan Tekin’e teşekkür belgesi takdim etti.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_video link=”https://youtu.be/tblIRB1FFCE”][/vc_column][/vc_row]